Problemin meydana gelişi söyledikleriniz gibiyse çözer
-M

Evet Tip4 ün mekanizması budur. Çok az kişinin bildiği doğru bilgiler yazıyorsunuz. MUhatabınız olan doktorun ne tutum sergileyeceğini bilemem.
-M

Karbonhidratlı yiyecekleri kesince kokuda azalma oluyormu ?

Yazdiginiz bilgileri nette bende okumustum bi ara."sindirim enzimi eksikligi" ........
kimbilir belkide gercekte sorunumuz bu

Hocam ben Urfa'da yaşıyorum. Yani bu testin nasıl yapilacagini soylesem kibarca kovulurum heralde. Birde hangi bölüme gidilmeli?
Kisaca hocam benim yerimde olsanız siz nasıl bi yol izlerdiniz?

Yine bi yere kadar gelip tıkandık.Ama bunun mutlaka bi çözümü olmalı. Konuştukça ortama yayılan nefes kokusu olanlar ve nefesinde dışkı kokusu olanlar, dıskısı klozette suya batmayanlar bana göre tip4 olanlar ve sindirim enzim emilim bozukluğu olanlardir.Forumu takip ettiğim kadariyla çoğu kişi böyle sıkıntılar yasiyor.Aktif bir sabır gösterip peşine düşerek bence iyi bi sonuca ulasablilriz arkadaşlar.Hangi bölüme gidilecegini bulalim önce. Gastroenteroloji yada dahiliye yoksa endokrin mi hangisi?

Ah arkadaşlar yaramı deştiniz, yine.

Aspirin üretecek olsanız, içinde ne olduğu belli olmasına rağmen 7-8 sene süren onbinlerce lira harcayacağınız cehennem yarışına sokarlar sizi.

Ama aspirini yurt dışından ithal ederseniz teşvik pirimi bile alırsınız. Ödül verirler size. Daha çok para kazanırsınız. Halkımız hangisi Avrupa malıysa onu satın alıyor zaten.

Alışamadım yıllardan beri. Ama durum budur.

PharmolZn yi üreten firmaya minnet borçluyuz.
Neden PharmolZn nin formülünü Çözüm ilaç firmasına ücretsiz verdim şimdi anlıyor musunuz. Eğer ilaç firması formül için bana da para ödeyecek olsaydı bu gün PharmolZn üretilmeyecekti belkide.

Burun damlasına da ücret istemiyorum.
Fakat ilaç firmasının ilk reaksiyonu şu oluyor:
Burda üretmem. Ama isterseniz yurt dışında varsa istediğiniz ilacı ithal ederim, distribütörlüğünü alırım. CB12 bunu yaptı. Oxyfresh bunu yaptı.

Bazı firmalar "Hocam formülü verin Çekoslavakya'da üretirim ve Türkiye'ye ithal ederim" diyorlar. Vermiyorum. Türk vatanında Türk işçisi tarafından üretilmelidir.
-M

Karadut ile, veya dışkının suda yüzmesi veya batması ile ağız kokusu arasında belirli bir ilişki bulunduğunu bilmiyordum.
projelendirilen Burun damlası Tip 1,2, 5(nörojenik) ağız kokuları için idi.
-M

Bir kaç edindiğim tecrübeyi paylasayim.
1) belli meyveleri günlük yediğinde (portakal, elma) kökü %50-70 azaldi.

2)karbonhidrat ağırlıklı beslenme durumunda karbonatlı su dahi!!! Etkisini yitirdi. Belki en ilginç gelen şey buydu bana. Bir bardak su ile bütün gün idare ederken şimdi 1 saat bile etki yok. İlginç

3) kabızlıkla beraber veya kabizlikdan ziyade, karında oluşan şişlik bir sıkıntı alameti gibi. Unutmayın her şişlik olanda ağız kokusu olacak diye bir durum söz konusu değil.

4) bazı besinlerin bazı canlıları beslediğini düşünüyorum, bazılarının ise sindirilemedigini. Bu sindirilememe işlemi ise sindirmek için gerekli canlıların yetersiz oluşundan kaynaklanıyor.

5)kesin olarak söyleyebilirim ki; yararlı bakteriler yönünden (probiyotik) eksigim, ve zararlı bakteriler bu durumda üstünlüğü ele geçirmiş cirit atıyorlar. Bununda tek sonucu ağız kokusu değil belki en kötüsü.

Çözüm; bunda birazcık korkmakla beraber, hiç doktorun da bana yardım etmeyeceğini göz önüne alirsak ( hastaneye gitmekten bahsediyorum) 1 kutu nidazolu- 500 mg olması efdaldir,normalde 250 kesiyor- günlük sabah akşam düzenli kullanmak ve 1 bitmesine 2-3 gün kala probiyotik bombardımanına maruz bırakmak ki zararlı ekolojik ortam düzelsin. Tabi probiyotik en kalitelisi olmalı ve Türkiye de 3-5 milyarı geçen kapsüller yok. Tabi hiç yok değil, bir marka therbiotic mi ne haltsa toz halinde satılıyor internette. En iyisi olmasa da ithal mallar içinde en iyisi fiyatı 240 TL :((

Bunun yanında sürekli bir probiyotik yoğurt takviyesi probiyotik tursu ( seukrat turşu mu ne diyorlar) yenilmelidir.

Ben bu tedavinin işe yarayacağından oldukça eminim!!! Tek korkum antibiyotik kullanımının doktor nezaretinde olmaması ve probiyotik zenginliğini istenilen seviyede tutabilmek. Tabi bir bağırsak florasının kendini adam gibi yenilenmesinin normal şartlarda 2 seneye kadar varabilecegini unutmayalim. Ama kökü çabuk kesilecektir. Çünkü ustunluk yararlı bakterilerde olacak.

Uyarı: nidazol yada flagly içtiği halde koku kesilmiyorsa hiç bu dediklerime bakmasın. Gitsin dişlerine ve KBB ye veya mideye baktirsin. Büyük ihtimal sorunu iyi bir muayeneye bakiyordur...

Uyarı 2: ben daha bu tedaviye baslamadim. Probiyotik önerilerine acığım. Tavsiyeler her durumda dinlenir :)

antibiyotik kullanmassam bu sefer probiyotiklerin etkili olması çok uzun zaman alır mı? Yani 2 sene kadar... Belki hiçbir zaman üstünlüğü ele geçiremezler. Gnc ye de baktım therbiotic 150 TL 25 milyar gnc ise aynı miktarda 90 küsur ama gnc 30 tane var bunda 60 tane. Birde benim dedigimin toz halinde 100 milyar bakteri var ama pahalı işte... Dediğin gibi yurt dışında cok daha iyi ama getirmesi gümrüğü falan sıkıntı...

Selam Arkadaşlar, 
paylaşımları okurken gerçekten istemeyerek 
gülme krizine girdim.
Yanlış anlamayın sakın, hepimiz aynı dertten muzdarip dolasıyoruz şu 
gezegende..Anlamsızca ve bazen gercekten acınacak bir halde. 
Öyle ki, çaresizlikten dışkımızın su üzerinde 
mi yüzen, yoksa batan türden mi olduğunu dahi 
analiz eder hale gelmişiz. Bazen sadece sinirlerim 
bozuluyor bu halimize gülmekten başka bir şey 
yapamıyorum. Dedigim gibi, yanlis anlamayin...Benim simdiye kadar neleri düsündügümü ve analiz ettigimi anlatsam siz de gülersiniz. Yani absürt bir durumun icindeyiz ve tek istedigimiz kurtulmak ve yasamak..Bu kadar alcak gönüllü bir istegimiz varken neden kurtulamiyoruz anlamis degilim..ama halimiz bu, 
yapilabilecek bir şey yok- araştırmaktan, pes etmemekten 
ve bazen de gülmekten başka tabii. 

Gelelim konuya: 
Bence sindirim odaklı çözüm arayışı gayet mantıklı,ama bu herkesin ayni nedenden dolayı 
bu sorunu yaşadığı anlamına gelmez. 
Bendeki ağız kokusu da bundan ve burun-boğaz alanından ileriye geliyor sanırım. 
Kafamda şöyle bir çözüm var, ama gücümü ne zamana toparlar, başlarım bilmiyorum. Bunalımdayım yine. 
Neyse,paylasayim.. 

Bende kronik gastrit var ve son endoskopide yine 
Helicobacter çıktı.
Bundan önce de iki defa çıkmıştı. Her iki tedavide farklı antibiyotik kullandım (3 farkli hap). 
Ilk kullandigimda Metronidazol yoktu, baska bir antibiyotik, asit kesici ve mantara karsi bir ilac vardi. Sonraki tedavide ayni iki ilac ve antibiyotik olarak Metronidazol vardi. Buna yurt disinda 'italyan türü' tedavi diyorlar, çünkü akdeniz insaninda daha etkili oldugu icin. Yunan, ya da türk tarzi tedavi de denilebilirdi sanirim, ama italyan türü demisler akdeniz insanini özetlemek icin. 
Herneyse, iki farkli kombinasyon da fayda etmedi ki, üçüncü defa teşhis edildi. 
Sonra biraz arastirdim. Bu bakteri dis etinde de yaşayabiliyor muş. Murat hoca da yazmıştı zaten. 
Demek ki sürekli helicobacter cıkıyorsa ne yapılmalı diye düsündüm. 
Sonucum şu oldu..Tekrardan hangi antibiyotige başlamam gerektigini düsünmeden önce dişleri paradontoz tedavisiyle temizletmek istiyorum. Bu teşhis de konulmuştu çünkü. Yani diş etinin gerilemesi ve diş aralıklarinda yemek artiklarinin kalma durumu da var. Gerci günlük ip ve dil fircasi kullaniyorum..Fayda etmiyor.
Yani dis hekiminde temizletip ayriyeten burada Betaisodona isimiyle satilan antibiyotik bir gargarayi kullanmayi düşünüyorum. 
Temizlendigi son gün ya da bir gün önce helicobacter ilaçlarina baslamak istiyorum. 
Fakat ilaclari kullanirken yemek hususunda suna dikkat etmek gerek: 
Tika basa, protein ve karbonhidrat agirlikli yememek gerek. Cünkü hayvani proteinlerin ve karbonhidratin kokuyu arttirdigini saniyorum. 
Bunlarin yerine bitkisel protein, pismis sebze ve meyve agirlikli beslenmek gerek..Lakin antibiyotigin etkisini kesmemek adina az yemek yenilmeli ve bu esnada asiri derecede agiz hijyenine dikkat edilmeli. 
Sonra dis etlerini tüm bakterilerden arindriran bir lazer isigi hakkinda bir makale okudum. Burada sadece 10-15 doktorda mevcut- Ülke genelinde ve cok pahali..Belki yaptiramam, bilmiyorum. Ama bunu yapmazsam belki de yine dis etlerine yerlesecek bu lanet. Bakalim..
Yani antibiyotik tedavisinin son günü bu lazer tedavisi mümkün olursa, dis etlerini temizlettikten sonra tekrardan yerlesen bakteriler bu sekilde yok edebilirim sanirim..ama olmasa da olabilir yani.
Lakin şu da var..Eger dis etine yerlesebiliyorsa, genize ve bogazdaki girintilere, hatta bademciklerin icine, yani burun bogaz kisminin tümüne de yerlesebilir ve hatta akciger dahil. Bunu nasil çözecegimi henüz bilmiyorum.

SORU:Murat hocam, bu saydigim yerlere de yerlesmesi mümkün mü Helicobacterin? 

Yani Helicobacter konusunda bunlar geciyor aklimdan. 
Gelelim tedavi sonrasina. Tedavi sonrasinda probiyotik emilebilir haplari kullanmak istiyorum. 
Ayrica diski testi yapip, herhangi bir enzim eksikligi, ya da bagirsakta belirli bir bakteri türünün eksiz olup olmadigini anlayabilmek icin. 
Eger enzim eksikligi varsa takviye yapilmali ya da o gidayi tüketmemeli.
Bakterilerde bir eksiklik varsa, yutulabilir probiyotik kullanilmali. 
Bende bir de ayriyeten genetik laktoz intoleransi cıkti. Siz de test ettirin imkaniniz varsa. Tr genelinde laktoz icin gerekli enzimi bünyesinde bulundurmayan insan sayisi cok yüksek. Galiba burada 5% ve türk asilli insanlarda 70% gibi bir orandan bahsetmisti doktor.
Arkadaslar bir de beslenme konusunda şu deneyimi yaptim..
Üc hafta denedim ve bana cok yararli oldugunu gördüm -agiz kokusu gitmedi ama azalma olmustu biraz-: 
Üc hafta boyunca tüm hayvani proteinleri, gluten iceren karbonhidratlari, sekeri ve hazir/buzlu yiyecekleri biraktim. 
Sadece meyve, hafif kaynatilmis sebze, gluten icermeyen karbonhidratlar (haslanmis patates ve yagsiz pilav) ve bitkisel protein olarak quinoa vs. tükettim. Bende asiri hava ve tikaniklik sorunu var normalde, bu beslenme sekli tamamen sifirlandi ve üstelik normalde hissettigim yorgunluk, uyku düzensizligi vs. dahi kalmadi. 
Yani kisacasi dis etlerinin temizlendigi ilk günden itibaren bu sekilde beslenmeyi düşünüyorum. Lakin serbest olan karbonhidratlari yine abartmamak sartiyla ve enzim eksikligi varsa, takviyeyle. 

Bu sekilde denedikten sonra yine yazarim.. 
Şu karadut olayini deneyecegim ama. Gerci pekmezi yine sekerli, kendisini yemek daha uygundur sanirim. 

Umarim çözümü birlikte buluruz...hayatimiz ve paramiz yeterse tabii. :))) 

Yazi hatalarimi bagislayin bu arada. Cepten yaziyorum ve türk karakteri harfleri her defasinda bulmak yorucu ayrica türkcem cok iyi degil ama umarim derdimi anlatabilmisimdir

Hocam öneriniz için sağ olun. Probiyotikler ile ilgili bir şey sormak istiyorum. Hangi Probiyotik daha iyidir, Bunu tam olarak bilmiyorum tek bildiğim içindeki bakteri sayısı.sizin yollamış olduğunuz ürün 2.5 milyar bakteri içeriyor. Bizim dediklerimiz yaklaşık 25 milyar neredeyse 10 katı.

Acaba burada bakteri sayısından ziyade dikkat edilmesi gereken başka neler var?

Birde nidazol antibiyotik 7-10 gün kullanım sonucu bağırsak florami komple bozma ihtimali var mı? Antibiyotik hiç kullanmasam süreç nasıl işler? Ben kendi kafamdan yorum yapıyorum ama işin iç yüzünü tam bilemiyorum. Yardımcı olursanız sevinirim.

Hocam cok detayli ve geniş bilgileri barindiran bir makale, tesekkür ederim.
Ama sunu hala anlamis degilim, eger fikrinizi paylasirsaniz cok memnun olurum.

1.Soru:
Bu pek mümkün olmasa da, yine de ortada olan kücük bir olasiliktan yoka cikarak, burun, geniz, girintilerde saklanmis helicobacteri bitirebilecek ve kullanilmasina sakinca olmayan bir antibiyotik gargara/burunda genize su ile temas edebilecek bir ilac var midir? Mesela burnumdan her gün tuzu su geciriyorum..rhinse kit mi deniliyor adina, tam hatirlamiyorum ismini. Bununla kullanilabilecek bir ilac?

2.Sizce Helicobacter tedavisi icin kullanilan antibiyotigi ve mantar karsiti hapi ezip su icine atsam ve burnumdan genize akmasini saglasam, büyuk bir zarari olur mu? Mesela beyine filan nüfuz etmesi ve orada bir hasar/hastalik yaratmasi gibi?

Hocam inanin cok caresizim..Tedaviyi diger yazimda yazdigim gibi yapip, bir kac ay sonra yine ugrasmak istemiyorum...Tamamen bikmis bir haldeyim..Biraz aciklayici seyler yazarsaniz cok sevinirim..Biliyorum, siz de sıkılıyorsunuzdur hep ayni sorulardan..
Simdiden tesekkürler.

Bezgin Betül sakın öyle antibiyotiği suya koyup burnundan felan alma çok daha kötü sonuçlar ortaya çıkabilir ben bi sefer antibiyotiği boğazımda beklettim eridi orda hiçbi fayda sağlamadı tam tersi ağız kokum arttı can çekişen ağız veya boğaz florasınıda mahvettim heralde önceden sadece gün içinde kokardı ağzım ama artık salyam bile kokuyo hele sabahları kalktığımda ağzım leş gibi bembeyaz salya akıyo ve acayip kötü kokuyo tavsiye etmem yani önceden akşamları dişlerimi fırçalamasam bile çok kötü kokmazdı ama artık daha fena oldu ne var bu boğazda nerden geliyo anlamıyorum.

Peki hocam, çok teßekkür ederim ve mesaj alinmistir, denemeyecegim.
Burunda,bogazda ve dil arkasinda Staphylococcus Aureus bakterisinin oldugunu kesinlikle biliyorum yalnizca.
Agiz kültüründe cikmisti...yalniz bunun da koku yapma ihtimali var sanirim. Nereden baslasam bilemedim. SA bakterisine etkili olan antibiotigi de kullandim hap sekline..Gittigini sanmiyorum.

Amazon, tesekkürler ikazin icin. Bilmesem denerdim kesin. Senin adina üzüldüm..Ama belki dis etlerini temizlettikten sonra emilebilir probioytik kullanabilirsin? Faydasi olabilir.

Hepimize tez vakitte çözüm ve sabir diliyorum.

Orjinalini yazan: BezginBetül Burunda,bogazda ve dil arkasinda Staphylococcus Aureus bakterisinin oldugunu kesinlikle biliyorum yalnizca. Agiz kültüründe cikmisti...yalniz bunun da koku yapma ihtimali var sanirim. Nereden baslasam bilemedim. SA bakterisine etkili olan antibiotigi de kullandim hap sekline..Gittigini sanmiyorum.

Staphylococcus aureus ağıza girmez. Ağızda ölür. Yaşamaz. Fakat biraz geride boğazda yaşar. Farinks, tonsiller, ve daha yukarıda burun arkasında yerleşebilir.

Bir boğazda S. aureus'un mevcudiyetine hoş bakılmaz, eliminasyonu şarttır. Bazı insanlar portördür. Bu insanlar hasta olmaz ama burun içinde S. aureus besler ve toplumda gezdirir. Bu insanlar teşhis edilip tedavi edilinceye ve iyileşme doğrulanıncaya kadar bebekleri öpmesi, yaşlılarla temas etmesi, yanık ünitesine, yoğun bakıma girmesi, açık yaralar ile temas etmesi yasaklanır.

S. aureus'un ağız kokusu yaptığına ilişkin elimizde hiç bir delil yoktur. Hastahane infeksiyonu, apse formasyonu, ateşli deri hastalıkları, vajinal, göz, sinüs, boğaz infeksiyonları yapabilir.

-M

Sevgili arkadasım bezginbetül ; karadut yediğimde gözlemlediğim şu suda batma yüzme meselesi şöyle oluyor: barsaklarda sindirilemeyen karbonhidratlardan geriye kalanlar kokuşuyor ve aşırı bakteri üremesi oluyor.Bu arada hidrojen ve metan gazıda oluşuyor.Gaitanın suyun yüzünde kalmasıda içindeki metan vs.gazlardan.Nefesimize koku verende    bu gazlar.Seni güldürebildiğime sevindim yinede.

Peki hocam madem antibiyotik kan dolaşımına girerek bakterileri öldürür. Neden bir sürü farklı antibiyotik var? Mesela ben kaç tane antibiyotik kullandım ve ağız kokuma etki etmedi ama nidazol tamamen kesti. Bilindigi üzere nidazol genellikle bağırsak problemlerinde verilir. Bende sandım ki hepsinin etki alanı farklı.

Tesekkürler hocam! Biraz arastiracagim.. 

Umutvar arkadasim, biliyorum.
Sadece bizi bunlari analiz eder hale düsüren durumun sacmaligina güldüm. Yani herkes yasarken -iyi ya da kötü-, biz nelerle ugrasmak zorundayiz anlaminda. Gülmem öyle kücümseyici anlamda degil.
Caresizlikten, tükenmislikten, bu absürt halimizden dolayi gülme tutuyor. Ki ben de bu gruba aitim. Kendime de cok güldügüm oluyor. Yani yanlis anlama. :) Cözeriz insallah hep birlikte.

Orjinalini yazan: Mehmet O zaman atıyorum, nidazol 2.gruba giriyorsa, 2.gruba giren bütün antibiyotikler bu bakteriyi engelleyecektir.

Evet. Doğru.

ornidazol, metronidazol, nidazol, amebazol, biteral, ornitop, bitazol, ornisit, flagyl, flagentyl ve buna benzer ilaçlar ayni gruptur ve birbirine yakın etki gösterirler.
-M