Bende sizinle aynı kanıdayım. Kan grubuna göre beslenme diye bir şey var. Mesela A kan grubu kişiler kırmızı eti sindirmekte çok zorlanıyor, B kan grubu kişilerde tavuk etini sindirmekte sıkıntı yaşıyorlar. Diğer kan gruplarınında bu şekilde sıkıntı yaşadığı besinler var. Üstüne birde biz sindirim kurallarına uymadığımızda sorun daha da büyüyerek ağız kokusu ortaya çıkıyor.
Bende ağız kokusu yaşayanların genelde A kan grubundan olan kişiler olduğunu düşünüyorum, bunun sebebi belki A kan grubunun sindirim enzimlerini diğer gruplara göre yetersiz salgılamasından kaynaklanıyor olabilir. Böyle bir anket çalışması o yüzden güzel olmuş ☺️

Anksiyete - Sindirim Bozukluğu - Nefes kokusu İlişkisi

Nefes kokusunun kaynağını bulmam uzun yıllar sürdü. Öncelikle, herkesin ilk aklına gelen ağız için problemlerden kaynaklandığını düşündüm. Diş taşı ve diş eti iltihabı, çürük ve dolgu kontrolü için defalarca diş hekimine gitmeme rağmen uygulanan tedavi kısa süren diş taşı temizliği dışında başka birşey değildi. Doğru fırçalama tekniği, çeşitli diş fırçaları, çinkolu diş macunları, dil temizliği, diş ipi, çeşitli gargaralar (Pharmol Zn, tuzlu su, sirkeli su, oksijenli su, papatya, kekik, adaçayı ve hatta Andorex gargara) sonuç vermedi.

Daha sonra üst solunum yollarından kaynaklandığına kanaat getirdim. Sürekli baş ağrısı, geniz akıntısı ve tek tarafı kapalı burun gibi hayatı zorlaştıran sorunlar mevcuttu. Sinüzit ve geniz akıntısı için antibiyotik tedavisi (sinüs tomografi sonuçlarına göre burun içi kemik eğriliği olduğu ve 2 saat sürebilecek açık ameliyatı olması gerektiğini söyleyen doktor da oldu), sinüs rinse kit kullanımı, tuzlu/sirkeli su ile gargara, adaçayı vs. ile uzun süre mücadele yine sonuçsuz kaldı.

İş yoğunluğundan arda kalan zamanlarda öncelik nefes kokusuna çözüm bulmak olduğu için giderek artan gaz, şişkinlik, sindirim sorunlarını, gıda hassasiyeti (özellikle gluten) çok önemsememiştim fakat artık alarm vermeye başladığı için yaptığım araştırmalar mide ve bağırsak sorunları, helycobacter, candida, flora dengesi ile konular gittikçe derinleşti ve bu konular üzerinde yoğunlaşmaya başladım, çünkü bağırsak flora dengesi bozukluğu ile artabilen bağırsak geçirgenliği ile gazların kana karışabildiğini öğrendim. Sindirilemeyen besinler bakteriler, mantarlar ve mayalar tarafından parçalanması sonucu artan gaz yoğunluğu toksinlerle birlikte bağırsaktan sızarak kana karışması, kötü kokulu gazların akciğere taşınarak buradan dışarı atılması nefes kokusunun kaynağını oluşturuyordu. Bağırsak flora dengesini tekrar oluşturmak için evde yapılan yoğurt, kefir, sirke, turşu ile probiyotik beslenmeye başladım, candida oranını düşürmek için nistatin içerkli şuruplar, gluten diyeti, hatta mide için sarımsaklı kür, karbonatlı su içme girişimlerim de oldu. Bu yöntemler sonuç vermeye başladı fakat ne zaman diyeti bıraksam aynı sorunlar tekrar ediyordu. Sindirim sorunları nedeniyle vitamin ve mineral emilimi azalabileceğinden sürekli el/ayak üşümeleri nedeniyle kan tahlili yaptırdım, ama sonuç B12 ve demir oranları neredeyse üst sınıra yakın çıkmıştı.

Son olarak el/ayak üşümesi ile anksiyete araştırmalarına kadar devam ettim, çünkü geçmişte panik atak bozukluğu teşhisi konulmuştu ve beraberinde başka psikolojik sorunlar getirebilirdi. İş stresi de eklenince sempatik sinir sisteminin sürekli aktif olması diğer etkilerin yanında sinidirim sistemine de olumsuz etkileri oluyordu. Mide, safra kesesi ve pankreas salgıları aksamaya başladığında sindirlemeyen besinler bağırsaktaki bakteriler, mayalar ve mantarlara kalarak düzensiz çoğaldıkları için flora dengesi bozuluyor ve devamında sindirim sorunları bağırsak sızıntıları, alerjik reaksiyonlar, kötü nefes kokusu gibi etkiler başlıyor.

http://www.beslenmebulteni.com/sempatik-olmayin-parasempatik-kalin/

Gevşeme ve nefes egzersizleri, meditasyon gibi rahatlatıcı yollarla sempatik sinir sistemini kontrol altına alarak vücut dengesi normale döndü. Düzenli sindirim salgıları ve düzenli bağırsak hareketleri ile sindirim sistemi de normale döndü, gaz, şişkinlik, burun tıkanıklığı (toksin maddelerin alerjik reaksiyonu olarak burun konkalarının şişmesi), sinüzit, baş ağrıları ve en önemlisi nefes kokusu sona erdi. Yaklaşık bir yıldır bu şekilde devam ediyor.

Bu şekilde sıkıntıları olanlar için yardımcı olabileceğini düşündüğüm yazıyı paylaşmak istedim. Herkese acil şifalar dilerim.