Tip 1 ağız kokusunun başlıca gazları uçucu kükürtlü bileşikler (UKB)
dir. En baskın olan gaz hidrojen sülfit (H2S) tir. H2S gazını
koklayarak algılama sınırı insandan insana değişmekler
birlikte 10 ppb den 700 ppb ye kadardır. Salya içinde 0.05 -0.1 ppm
konsantrasyonda iken tat vermeye başlar (WHO, 1993). Sağlıklı
bireylerde H2S konsantrasyonu en çok 1-2 ppm’e kadar çıkar (Springfield
J, Suarez FL, 2000). Bizim toplumuzda 5-10 pm’e kadar yükselen H2S
konsantrasyonları ölçülebilmektedir. Bu sayılar periodontal cep
içerisinde 1000 ppm’e kadar yükselir. Bu konsnatrasyon fevkalade
toksiktir. Organizma metilasyon ve demetilasyon ile bu H2S ten kurtulur
(Levit MD, et al., 1999) (Levine J, 1998). Bu kaçış, ortamda metil
sülfit ve dimetilsülfit oluşması demektir. Diğer hangi gazlarının neler
olduğu bu sayfada anlatılmıştır
UKB ağızdaki dokulara temas ettiğinde şunları yapabilir:
Diş eti epitel hücresi ölmektedir (Tonzetich J, 1996)
Fagositik hücrelerde oksijen üretimini artırmaktadır. (Yaegaki K.
1995)
Hücre içinde pH azalmasına sebep olur
Periodontal hücrelerin göç etmesine engel olur, (Lancero H,1996)(
Johnson PW,1999)( Kapila YL, 1998)( Lancero H,1996)
Fibronektin azalmasına sebep olur (Lancero H,2002)
Dokunun protein içeriği %25-35 azalır. Bu etki kalıcıdır. Daha
sonra doku temiz bir ortama alınsa bile hücre normale dönmez. (Johnson
PW, Ng W,1992) (Johnson P, Yaegaki K, 1996)
Dokuda kollajen sentezi %40 azalmaktadır ve hücrenin içinde yeni
sentez edilmiş kollajen varsa parçalanıp bozulmaktadır. Hücre dışındaki
kollajen ise 13 kat azalmaktadır. (Johnson P, Yaegaki K, 1996).
Proline transportunu %40-50 oranında engeller. (Johnson PW, 1992)
(Johnson PW, 1992) (Bilgi: Proline isimli amino asit kollajen
sentezinde rol alır)
Proteoglikanların peptit zincirlerini koparabilir (Ng W,
Tonzetich J., 1984), (Johnson PW, 1985) (Johnson PW, 1992),
Tip III kollajen için mRNA sentezi transkripsiyonu engellenir.
(Johnson P, 1996),
Tip IV kollajen yapımını geciktirir,
Yara iyileşmesini geciktirir (Yaegaki K. 1995).
Diş eti fibroblastlarının DNA sentezinde %44.1 oranında azalmaya
sebep olur. (Johnson PW, Ng W,1992)
Fibroblastların apoptozuna (intihar etmesine) sebep olur.
(Yaegaki K, et al. 2008).
İnflamasyonu azdıran bir sitokin olan IL-1 in miktarını artırır.
Ortamda LPS var iken bu artış daha da fazla olur. (Ratkay LG, 1991).
Prostoglandin E (PGE) artışına sebep olmaktadır (Ratkay LG,, 1991)
Hücrelerin Ras sinyal aktarımını bozar, bu durumda hücrelerin
şekli değişir. (Maruta H,1999)
Hücreler daha yuvarlak, ve kısa olmaktadır, (Brunette DM, et al.,
1996),
Kemik rezorpsiyon işareti olan cAMP seviyesinde artış tespit
edilmiştir.
Katepsin-B enzimini artırmaktadır. (Ratkay LG,, 1991)
Periodontal hastalığa sebep olur (Yaegaki K, 1992)
Mukozasında geçirgenliğini %~60-105 oranında artırmaktadır.
(Ng W, Tonzetich J., 1984), LPS geçirgenliği 2-3 katı, prostoglandin
geçirgenliğini %66 oranında artmaktadır (Tonzetich J., 1996)
P. gingivalis ‘in ekstra selüler vezikül (kese) lerinin protein
sindirebilme özelliklerini artırmaktadır. (Tonzetich J., 1996)
Ağız kokusunun kanser yaptığını öne süren spekülatif bir iddia.
Biraz spekülatif bir yaklaşım olarak, madem UKB, genel olarak DNA
hasarı yapıyor, permiabilite artırıyor, o halde neden ağızdaki H2S
kanser yapmasın diye bir hipotez literatürde mevcuttur. (Yaegaki K,
2008) Bu hipotezin devamı olarak:
Oksidatif stresi artırdığı için kanserojendir.
Ras/MAPK (mitogen activated protein kinase) yolu üzerinden bir
çok kanser türünü tetikler. (Deplancke B, 2003)
Caspase 3 enzimini indükler, seviyesinin yükselmesine sebep olur
(Yaegaki K, et al. 2008). Bunun sonucunda insan diş eti hücrelerinde
p21 gen ekspresyonu yaptırır ve apoptoza sebep olur. (Takeuchi H,
2008)( Murata T, 2008)
Toksik oksijen radikallerini ortadan kaldıran süperoksit dismutas
enzimini de engeller, böylece genomik DNA hasarına yardım eder.
(Yaegaki K, 2008). Bu hasarın birden fazla mekanizması vardır, bu DNA
hasarı kromozomal stabilizasyonu bozduğu için mutajenik ve
kanserojeniktir. (Matias S, 2006) apoptoza sebep olması
kanserojenitesini destekleyen bir özelliktir. (Yang GD, 2007) Diğer
yandan, oksijen radikallerinin yükselmesi oksidatif strese sebep olur.
Bu durum kanseri hazırlar (Yaegaki K, et al. 2008).
Cytochrome c oxidase enzimi mitekondriyumlarda solunum sırasında
kullanılan anahtar bir enzimdir. UKB, cytochrome c oxidase inhibisyonu
yapar böylece ATP üretimi azalır. (Dorman DC, 2002).
Fare deneyleri kalın bağırsakta birikebilecek H2S gazının
ülseratif kolit ve kolon kanseri ile ilişkili olduğunu göstermiştir.
(Roediger WE, 2993) (Pitcher MC, 1996).
Bu ilişkinin bir benzeri ağızdaki H2S ve ağız kanserleri arasında
kurulmak istenmektedir.Ağız kokusunun kanser yaptığı kesin değildir.
Akla yatkın da değildir.
ÇİNKO KLORİT NE YAPAR?
Enteresandır
ki, mukozaya %0.22 çinko klorit (ZnCl2) uygulandığında
sadece UKB kaybolmakla kalmaz ayni zamanda mukozanın geçirgenliği de
normale döner. Ayrıca ZnCl2, hem bakteri vezikülleri tarafından hem de
metil merkaptan tarafından tip I kollajen yıkımını engellemektedir
(Tonzetich J, 1996) .
Çinko sadece
kokuyu engellemekle kalmaz ayni zamanda mukozanın
geçirgenlik bariyerini de korur. (Johnson PW, Tonzetich J., 1985)
(Johnson PW, 1992)
Üstelik
P.gingivalis’in veziküllerini ve metil merkaptanın tip I
kollajen üzerindeki yıkıcı etkisini de engellemektedir. (Tonzetich J,
1996) .
Çinko klorit
sadece koku giderici değil ayni zamanda mukoza bariyerinin
sağlam kalmasını sağlayan bir maddedir. Ayrıca iddia edilen ağız
kokusunun kanser yapabileceği hipotezinin ilacı gibi görünmektedir.