Nadir görülen genetik bir hastalıktır. Hastalığın primer tipi otosomal
resesif geçişlidir. Yeni doğanda FMO3 (flavin içeren monooxygenase 3)
enziminin eksikliği vardır. Bu hastalığın sekonder tipi ise her yaşta
ortaya çıkabilir. Hastalık yeni doğanda görülebileceği gibi sonradan
FMO3’ü kodlayan gen üzerinde tek nükleotidi ilgilendiren polimorfik
değişimler zayıf veya şiddetli bir TMAU hastalığı oluşturabilir.
Kazanılan bir mutasyon veya FMO3 enzim sisteminin bağlı olduğu hepatik
mikrosomal oksidaz enzim sisteminde meydana gelebilen harabiyete bağlı
olarak hastalık muhtelif derecelerde ortaya çıkar. Sonradan
kazanıldıysa buna “sekonder TMAU
hastalığı” ismini alır. Bu hastalığın
geçici olan formları da vardır. Örneğin mestürasyon sırasında
kadınlarda görülen ağız ve vücut kokusu aslında geçici bir TMAU
hastalığıdır.
Bu hastalık esas olarak kolin metabolizması
hastalığıdır. Kolin, fosfolipit ve asetil kolin sentezinde kullanılır,
hayati önemi vardır. Phosphatidylethanolamine'in metilasyonu ile
endojen olarak da az miktarda sentezlenebilir, fakat asıl kaynağı
yemeklerdir. Kolin barsakta kolayca ve hızlı absorbe edilir.
Besinlerin içerisinde gelen kolin barsakta
bakteriler tarafından TMA isimli metillenmiş aminlere dönüşür. Kuralı
hatırlayınız: bir madde metillenirse
veya içinde metil kelimesi geöiyorsa çirkin kokar. Bu madde
(TMA) vücut sıcaklığında bir gazdır, çöplük veya çürümüş balık gibi
kokar. Bu sebeple fish odor sendrom
adını da verirler. Düşük konsantrasyonlarda bile (0.00037 ppm) kolayca
hissedilir.
Normal koşullarda karaciğerde üretilen FMO3 enzimi
tarafından oksitlenerek polar ve kokusuz olan trimethylamine N-oxide
(TMAO)’e dönüşür. Eğer bu oksitlenme gerçekleşmezse TMA kana karışır ve
idrar ile dışarı atılır. Tam ve kesin bir Tip 4 ağız kokusu yani nefes kokusu sebebidir.Böylece TMAU
hastalığı ortaya çıkar. Bu sırada
dolaşıma karışan TMA, nefes, idrar, salya, ter, vaginal salgılar ile de
atılır. Vücudun bu bölgelerini de kokutur. Vajinada sık şikayet edilen
balık kokusunun sık rastlanan sebeplerinden birisi TMAU dur, diğer
sebepleri ise Gardnerella vaginalis infeksiyonudur.
TMAU hastası olan 103 bireyde koku şikayetlerinin dağılımı
şu
şekildedir: vücut kokusu (36 kişi), ağız kokusu ve kötü tat (24),
kronik ağız kokusu (21), hem vücut kokusu hem ağız kokusu (15), vajinal
koku ve ağız kokusu (7). Toplam olarak 67 tanesinde ortak şikayet ağız
kokusudur. Bunların büyük bir kısmı (79 kişi) kadındır. (Whittle CL,
2007)
Kolin içeren doğal moleküller vardır. Örneğin
Lesitin
molekülünün ağırlıklça %13’ü kolindir. Bu sebeple kolin vücuda lesitin
veya Carnitine olarak da girebilir. Bunlar yumurta, baklagiller, tuzlu
su balığı, böbrek, karaciğer ve iç organlarda bulunur. Ayrıca
sporcuların beslenmeleri için üretilmiş diyet katkılarının içinde
bulunur. Bu tabletler ağız ve vücut kokusu yapıcıdır. Mekanizması kolin
metabolizmasının yüklenmesi iledir.
Brüksel lahanasında kolin değil TMA oksidasyonunu
azaltan progoitrin bulunur. Bu sebeple TMAU hastalarında koku
yapıcıdır. 3 hafta boyunca günde 300 gr pişmiş lahana yedirilen 10
sağlıklı bireyin idrar örneklerinde TMA ve TMAO yükselmesi tespit
edilmiştir.
Bazı insanlarda lesitin
içerdiği için kırmızı et de kokuyu
artırmaktadır.
Gebelerde kolin ihtiyacı artar.
Amniyotik sıvıda, maternal kanın 10
katı fazla konsantrasyona ulaşır. Gebelikteki ağız kokusu annenin artan
kolin metabolizmasının sponsorluğunda ortaya çıkıyor olabilir.
Teşhis için 24 saatlik idrar örneği toplanır ve
idrardaki TMA miktarının kreatin miktarına oranı incelenir.
TMA’nın en az %90 ı TMAO şeklinde kokusuz bileşiğe
dönüştürülmek zorundadır. Yani idrarda TMA oranının %9’a kadar
artmasına müsaade edilir.
Birey %10-39 oranında TMA’yı değişmeden idrara
atıyorsa hasta değildir
fakat diyetlerle ve zamanla artan veya azalan vücut ve ağız kokusu
şikayetleri vardır. Subklinik TMAU hastasıdır.
TMA’nın %40 dan fazlası idrardan değişmeden
atılıyorsa tipik bir TMAU
hastasıdır. Başka bir şekilde tanımlamak gerekirse idrardaki TMA
konsantrasyonu 10 mg/ml (18-20 mmol/mmol creatinine) olduğunda TMAU
hastalığı vardır denir. (Cashman JR, 2003)
FMO3 enziminin kantitatif tespiti mümkündür. Bu
enzimin TMA’nın %95 ten fazlasını TMAO’ya dönüştürmesi gerektiği halde
%90 dan azını dönüştürebiliyorsa enzim yetmezliğine bağlı olarak TMAU
hastası olduğu söylenebilir.
13 yaşından beri arkadaşlarının koktuğunu
söyledikleri, fakat kendisinin ve ailesinin böyle bir kokuıyu
hissetmediği 41 yaşında bir erkek hastanın vaka raporu yayınlanmıştır.
Buna göre hastanın geçmişinde kafa travması, artroskopi ve menisektomi,
korneal yabancı cisim çıkarma, özefajit, reflu, duodenal ülser, panik
atak rahatsızlıkları tespit edilmiş, bir erkek kardeşinde benzer bir
koku bulunduğu görülmüş, fakat kız kardeşinde hiç bir koku bulunmadığı
öğrenilmiştir.
Normal diyet alırken idrarında trimethylamine (TMA)
seviyesi 14.7 µmol/mmol creatinine (normali
1.5-11.0 µmol/mmol), TMA-Noxide seviyesi 34 µmol/mmol creatinine
(normali 17-147 µmol/ mmol), TMA/TMA-oxidase oranı 0.43 (normali,
0.01-0.21) bulunmuştur. Bu bulgular TMAU hastası olduğunu göstermiştir.
2 ay boyunca kolin ve lesitin kısıtlı diyet ile
beslendikten sonra idrar TMA 9.6 µmol/mmol'a düşmüştür. Diyetini ihmal
edince yeniden 102.8 µmol/mmol 'a yükselmiştir.
10 gün boyunca 500 mg metronidazole tablet 2x1
kullanmış düzelme
görülmüşür. Genetik incelemede FMO3 gen mutasyonu bulunduğu tespit
edilmiştir. (Arseculeratne G, 2007)
TMAU hastası olmayan sağlıklı bireylerde kolin
yükelmesi kokuya sebep
olmazken, TMAU hastalarında kokunun artışına sebep olur. O halde kolin
yüklemesini teşhis amaçlı kullanmak mümkündür. Şüpheli bireye ağızdan
600 mg kolin verilip 0-8 saat idrar takibi ile TMA yüklemesi testi
yapılabilir (Rehman HU, 1999). Bu amaç ile GNC firmasının 250
mg lık tabletlerinden 3 gün boyunca 3x1 (veya daha fazla) vermek
uygundur. Buna benzer teşhis testlerine meydan
okuma testleri denir. Tip 1 ağız kokusu teşhisinde anlatılan
sistein şoklaması aslında bir meydan okuma testidir. (Bütün meydan
okuma testleri) muayene sırasında tesadüfen ağız kokusu göstermeyen
hastaları tespit etmeye yarar.
Normal bireylere betaine
(1.76 g), creatinine (1.7 g) ve lecithin
(11.65 g) verilmesi idrarda TMA ve TMAO artışına sebep olmamıştır.
Fakat serbest kolin (2.1 g), ve D,L-carnitine (2.97 g) idrarda hem TMA
hem TMAO artışı yapmıştır.
Bir başka çalışmada, bir grup gönüllüden sabah idrar
örneği alınmış, kozmetik, parfüm, kolonya , diş ve dil temizliği
yapmadan muayene edilmiş, vücut kokuları organoleptik değerlendirmesi
değerlendirilmiş, koltuk altına 10x10 cm petler konulmuş, ağız
havasından vsc (H2S, CH3SH, (CH3)2S)
bakmak için gaz örneği alınmış,
salyasından silgiç ile örnek alınmış, volatil kimyasallara bakmak için
sakız ile stimüle edilmiş salya örneği alınmış, FMO3 kodlayan genlerine
bakmak için kan örneği alınmış, akciğer hava örneği alınmış, meyve suyu
içinde 4 gr choline verilmiş, 8 er saatlık dilimler boyunca idrar
biriktirmeleri ve stimüle salya örneği toplamaları istenmiştir. Choline
verilen TMAU hastası olmayan bireylerin salyalarındaki TMA seviyeleri
dikkat çekicidir. (Whittle CL, 2007)
Puberte, menstürasyon, oral kontraseptif
kullanımı kokuyu artırdığına
göre TMA metabolizmasında seks hormonlarının rolü bulunuyor olmalıdır.
Bu hastalığın kadınlarda daha sık görülmesi bunu doğrulamaktadır.
Bayanlarda menstürasyon öncesi ve sırasındaki koku artışı, TMA
oksidasyonunun hormonal inhibisyonuna bağlıdır.
Ayrıca terleme, egzersiz yapmak, ruhsal çalkantılar, kolin zengin diyet
almak kokuyu artırır. Nikotin (sigara içenlerde), codeine, cimetidine,
ketoconazole, sulindac, itopride, tamoxifen, hydroquinone (pigment
giderici) kokuyu artırır. (p53 oksidatif enzim sistemini buraya yaz)
Diyet ve yukarıda sayılan maddelerin
vücuda bolca girmesi geçici bir
TMA artışına sebep olabilir.
Bazı ilaçlar TMAU yapıcıdır. Huntington hastalığı beyin atrofisi ile
seyreder ve tedavisinde ağız yolu ile 8-10 g/gün kolin asetilaz
verilir. Bu miktar kolin FMO3 enziminin oksitleyebileceğinden çok daha
fazla TMA birikmesine ve koku yapmasına yol açar. Alzheimer
hastalarında da durum böyledir. (Cashman JR, 2003)
Sekonder TMAU veya geçici TMAU
hastaları vücut kokuları dışında her
hangi bir belirti vermeyebilir. Vücut kokusuna ağız kokusu da dahildir.
TMAU hastalarının %7 si kendi kokularına anozmiktir. (Cashman JR, 2003)
Kendi kokusunu duymadığı için kendileri kliniğe gelmezler, getirilir
veya yollanırlar.
Ağız, vücut kokusu ve ağzında kötü tat
şikayeti olan 300 den fazla
bireyin 102 tanesinde tmau’nun muhtelif şiddetteki şekillerinin
bulunduğu görülmüştür. Bu hastalarda bulunan vücut kokusunun klasik
kitaplarda tanımlandığı şekilde balık kokusu gibi olmadığı görülmüştür.
Sadece choline verildiğinde bu koku ortaya çıkmaktadır (Whittle CL,
2007)
Bu hastaların ağızlarındaki kükürtlü bileşikler
yükselmez. Bu sebeple sık kullanılan popüler sülfit detektörleri
(Halimeter) kokuyu yok gösterir. TMAU hastalarının %53 ünün ağızlarında
VSB >200 ppb bulunmuştur. Geri kalanlarda ortalama 200 bbp ye
yakındır. (Cashman JR, 2003)
TMAU tedavisinin sürdürülebilir olması ancak diyet kontroluyla
mümkündür. Kolin kısıtlı beslenmek problemi en aza indirir. Bu
yapılmadığı zaman aşağıdaki önlemler hiçbir işe yaramaz.
- pH 5.5 sabunlar vücut kokusunu
gidermede kullanılabilir.
- Metronidazol, laktuloz ve
neomicin sülfat bağırsaktaki bakteri yükünü azaltarak kokuyu
hafifletir.
- Aktif charcoal ve copper
chlorophyllin TMAO dönüşümünü artırıp kokuyu hafifletir.
- Riboflavin FMO3 enzimi için bir
koenzim görevi görür, enzimin aktivitesini stabilize der, yarı ömrünü
artırır. TMAU hastalarına 30-40 mg/gün riboflavin 4x1 alması tavsiye
edilmiştir.
1- Arseculeratne G, Wong AKC, Goudie Dr, Ferguson J.
Trimethylaminuria (Fish-Odor Syndrome) A Case Report. Arch Dermatol.,
2007;143:81-84
2- Cashman JR, Camp K, Fakharzadeh SS, Fennessey PV, Hines RN, Mamer
OA, Mitchell SC, Preti G, Schlenk D, Smith RL, Tjoa SS, Williams DE,
Yannicelli S. Biochemical and Clinical Aspects of the Human
Flavin-Containing Monooxygenase Form 3 (FMO3) Related to
Trimethylaminuria. Current Drug Metabolism, 2003, 4, 151-170
3- Rehman HU. Fish odour syndrome. Postgrad Med J, 1999;75:451-452
4- Whittle CL, Fakharzaden S, Eades J. Human Breath Odors and Their Use
in Diagnosis. Ann. N.Y. Acad. Sci., 2007; 1098: 252-266.